34,8732$% 0.07
36,6199€% -0.29
3.047,28%1,07
4.968,00%0,68
10.058,47%-0,40
3527490฿%5.29416
ABD’nin önde gelen bankalarından J.P.Morgan, Türkiye’deki son kur krizini 14 soru ve yanıtta açıklayan bir rapor yayımladı. Raporda, Merkez Bankası’nın faiz politikasına ilişkin dikkat çeken bir öngörüye de yer verildi. Türk lirasında son dönemde yaşanan sert değer kayıpları, dünya gündeminde yer almaya devam ediyor. ABD’nin önde gelen bankalarından J.P.Morgan, 14 soru ve yanıtta dolar/TL’deki son durumu önceki örneklerle kıyaslayan bir rapor yayımladı.
TL’deki son değer kaybı, son dönemlerin en yüksek ve en keskin değer kayıpları arasında yerini aldı.
Dolar/TL eylül başındaki seviyeye göre yüzde 47 yükseldi. Sadece kasım ayındaki kur artışı, bu raporun yazıldığı sıradaki 12,00 seviyesi baz alınırsa yaklaşık yüzde 25 oldu. Kurda bu hafta 13’ün üzeri görüldü.
TL, satış yemeye başladığı gün sayısına göre son on yılın en hızlı değer kaybını yaşadı. 2018’da Nisan-Ağustos döneminde kur artış oranı yüzde 64 olmuştu ancak iş günü sayısına bakıldığında o daha uzun bir döneme yayılmıştı.
Cari açık ve özel sektörün dış borçları, önceki dönemlere kıyasla daha düşük seviyede. Bunun, mevcut durumda temel ayırt edici faktör olduğunu ve TL’deki zayıflığın nedenlerinin değiştiğini düşünüyoruz.
Eylül ayı itibarıyla cari açığın milli gelire oranı, mevsimsellikten arındırılıp yıllıklandırılmış üç aylık ortalamaya göre yüzde 1,7 seviyesinde. Temmuz 2020’de başlayan kur artışında bu oran yüzde 6,7, Nisan 2018’de ise yüzde 5,1 idi. Artan fiyat rekabetçiliği ve turizmdeki hızlı toparlanmanın yanı sıra altın ithalatındaki normalleşmeyle ithalatın kontrol altına alınması, temel olumlu faktörler olarak öne çıkıyor.
Ancak, mevcut seviyeler belirgin şekilde yüksek olmasa da kredi büyümesindeki artış sinyalleri, önümüzdeki dönemde cari açık için ciddi risk teşkil ediyor. Düşük reel faizler, kredi büyümesini daha da artırabilir.
Finansal kesim dışındaki firmaların döviz açığı Aralık 2018’deki 174,5 milyar dolar seviyesinden azalarak 126,7 milyar dolara geriledi. Bu dönemde şirketlerin döviz kredileri 27 milyar dolar azalırken, döviz mevduatları 23 milyar dolar arttı.
Enflasyon. TL’deki mevcut değer kaybının ana sebebi enflasyondaki ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviye. Çekirdek ve manşet enflasyon ekimde sırasıyla yıllık yüzde 16,9 ve yüzde 19,9 oldu. Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 15’e düşürmesiyle reel faiz belirgin şekilde negatif seviyede. Önceki kur artışı dönem başlangıçlarına kıyasla, enflasyon beklentileri de en yüksek seviyede.
Türkiye’de önceki örneklere bakıldığında, TL’nin istikrara kavuşması için çekirdek enflasyona göre reel faizin yaklaşık yüzde 2,5 seviyesine yükselmesi gerek. Mevcut durumda Türkiye’de bu oran yüzde -1,3 seviyesinde ve eğer politika faizi sabit kalırsa reel faizin Mayıs 2022’de yüzde -3,4’e kadar gerilemesini bekliyoruz.
Manşet enflasyona göre hesaplandığında daha düşük rakamlara ulaşılıyor. Enflasyon tahminimize kıyasla reel faiz yüzde -2,9 seviyesinde. Bu oranın yüzde 3,2 seviyelerine yükselmesi gerekiyor.
Swap piyasasında, faiz indirimlerinde ani ve sert U dönüşü fiyatlanıyor. Bu piyasada Mart 2022’ye kadar toplamda 491 baz puanlık faiz artışı, gelecek yıl sonuna kadar ise 743 baz puanlık faiz artışı fiyatlanıyor. Bu durumda politika faizi gelecek yıl sonunda yüzde 22’yi geçecektir.
Mevcut örnekte, mevduat dolarizasyonu baskısı sınırlı. Önceki örneklerin birçoğunda da yurt içi yerleşik kişi ve şirketlerin döviz satışı, kur artışlarına karşı dengeleyici bir güç olmuştu. Dolarizasyon baskısının sınırlı olması, TL’deki değer kaybı karşısında yetkililerinin öncekilere kıyasla daha az kaygılı görünmelerinin nedenlerinden biri de olabilir.
Öte yandan, negatif reel faizler, geçen hafta dolar talebini muhtemelen artırdı. Yerellerin döviz talebi geçen hafta keskin şekilde arttı. Parite etkisinden arındırıldığında yerellerin döviz talebi geçen hafta 1,1 milyar dolar arttı ve bu artış son 9 aydaki en büyük artış oldu. TL mevduat faizlerinin enflasyona karşı yeterli koruma sağlamaması temel zorluk olarak öne çıkıyor. Bu durum, yerelleri, birikimlerini korumak üzere diğer varlıklara yöneltebilir.
TL cinsi tahvil piyasasında yabancı yatırımcıların payı, rekor düşük seviyede bulunuyor. Ekim 2021 itibarıyla TL cinsi devlet tahvillerinde yabancı payı sadece yüzde 3,8. Bu oran, Nisan 2013’te yüzde 26 ile zirveyi görmüştü. TL’deki son değer kaybında, yabancıların ana sürükleyici güç olduğunu düşünmüyoruz.
Türkiye’nin döviz cinsi tahvillerinde de yabancılar 2019’dan bu yana düzenli olarak paylarını azaltıyor. 2019 yılı ortasında yüzde 63 olan yabancıların eurobond piyasasındaki payı, mevcut durumda yüzde 48’e kadar geriledi.
Önceki örneklere kıyasla mevcut durumda banka tahvilleri çok tepki vermedi. Bunun, Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervlerindeki iyileşmeyle ve TL’deki düzeltmeye izin vermeye hazır görünmesiyle ilgisi olduğunu düşünüyoruz.
2018’de bankaların dış fonlaması etkilenmişti, bu repo piyasasında açıkça gözlenebiliyordu. Ancak sonraki stres dönemlerinde bu olmadı. Benzer şekilde, bankaların mevduatları 2018’de daha fazla risk altındaydı ve bankaların ellerindeki fiziki döviz hacmi keskin şekilde artmıştı.
Bankaların dış borç çevrimlerinde ya da mevduatlarında risk ortaya çıkması için 2018’deki gibi ya da daha sert bir şok olması gerekiyor. Henüz mevcut piyasa stresi, o seviyede değil.
Büyüme belirgin bir şekilde yavaşlamadıkça ve uzun bir süre düşük kalmadıkça, kredi vermede ani duruş olmadıkça (bunlar şu anda beklenmiyor), bankalar sorunlarını ertelemeye devam edebilirler.
Kısa vadede sorunlu kredilerden kaynaklı olarak bankaların kredi maliyetleri ve sermaye oranları üzerindeki herhangi bir yüksek baskının olmasını beklemiyoruz. Bankalar kârlı; istikrarlı makro koşullar altında, zaman içinde yüksek riskli krediler için karşılık ayırabilirler.
Türkiye’de şu andaki gibi finansal piyasa zayıflığı dönemlerine yatırımcılar alışkın. Ancak yatırımcılar, toparlanmanın da güçlü olduğunu da hatırlamalı. Önceki dört örnekte ortalamada yüzde 50’yi aşan kısa süreli sert yükselişler görüldü.
Bu yükselişlerin her biri, reel faizlerin yükselmeye başladığı ve para politikasına ilişkin yatırımcı algısının değiştiği anlarda başladı. Likit bir borsada yüzde 50’lik bir rallinin cazibesi, kısa vadeli yatırımcılara dikkat göstermeleri için iyi bir gerekçe sunuyor.
Türkiye’de değerlemeler, fiyat kazanç oranları ve temettü getirilerine göre bakıldığında Merkez ve Orta Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinin en düşükleri arasında. Özellikle yüksek temettü oranları dikkat çekiyor. Türkiye dahil küresel gelişen piyasa fonlarından çıkışların devam etmesini bekliyoruz. Tüm gelişen ülkeler fonunda Türkiye’nin payı yüzde 0,25 seviyesine gerilemiş durumda.
Geçmişte yüzde 50’nin üzerinde paya sahip olan bankacılık sektörü, yüzde 26’ya geriledi. Otomotiv ve beyaz eşya gibi ihracatçı sektörler ile enerji ve malzeme yükselişte.
KLİMİK Yeni Mutasyon Hakkında Uyardı : Delta’dan Daha Bulaşıcı Ve Aşı’dan Kaçabiliyor
Kamu İşçisi ve Taşeron Maaşları Kaç TL Oldu? Ocak 2024
2024 EKPSS Ne zaman? EKPSS Başvurusu Nasıl Yapılır?
Türkiye Yazma Eserler Kurumu 11 Sözleşmeli Personel İlanı Açtı
Dokuz Eylül Üniversitesi 347 Personel Alımı Yapıyor
Milli Savunma Bakanlığı 146 Yeni Büro Personeli Arıyor! 2023
Maltepe Üniversitesi 34 Öğretim Üyesi Alımı Yapıyor 2023
TÜRKAK Ortalama 25 Bin TL Maaşla Personel Alımı Yapıyor 2023
Adli Sicil Kaydı Olan Memur veya Kamu Görevlisi Olabilir Mi?
Dokuz Eylül Üniversitesi 70 Öğretim Üyesi Alımı 2023
PAEM 1000 Komiser Yardımcısı Alımı Sınav Takvimi Belli Oldu!
Bedelli Askerlik Celp Dönemleri ve Sevk Tarihleri 2024
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2000 Yeni Personel Alımı Yapacak. GSB 2024 Son Dakika!
Milli Savunma Bakanlığı 146 Yeni Büro Personeli Arıyor! 2023
Memur Zam Oranı Belirlendi. İşte Kesinleşen Rakamlar!
Mazeret İzni Dilekçesi Nedir? Nasıl Olmalıdır? Örnekleri – Mazeret İzni Dilekçesi Kaç Gündür? 2023
Son Dakika: Memur ve Memur Emeklilerine Yapılacak Zam Belli Oldu!
Memur ve Memur Emeklisinin 2023 Toplu Sözleşme Süreci Başlıyor!
Kültür ve Turizm Bakanlığı 4/B Sözleşmeli 127 Personel Alım İlanı 2023
Dokuz Eylül Üniversitesi 70 Öğretim Üyesi Alımı 2023
Sahil Güvenlik Komutanlığı 2023 Sözleşmeli Personel Alımı Yapacak
Kamu Görevlileri Sendika Üyesi Olabilir Mi? Görev Yeri Değişikliği Yapılabilir Mi?
Banka İcra Takibi Nedir? İcralık olan Borç Ödenmezse Ne Olur?
Adli Sicil Kaydı Nedir? Adli Sicil Belgesi Nereden Alınır?
Emniyet Teşkilatına Bölge Sistemi Getirildi! Yönetmelik Resmi Gazete’de Yayımlandı!
Yargıtay’dan İş Arama İzni Ücreti İle İlgili Emsal Karar
Memur Alımında Acil Çözüm Bekleyen Sorunlar
Bakan Gül : İlk 100 Bine Girenler Hukuk Fakültesini Tercih Edebilicek
Vergi Yapılandırma ve Ödeme Süresi 1 Ay Uzatıldı!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için gizlilik şartları, çerez politikası ve kullanım şartları sayfamızı inceleyebilirsiniz.