DOLAR

34,8732$% 0.07

EURO

36,6199% -0.29

GRAM ALTIN

3.047,28%1,07

ÇEYREK ALTIN

4.968,00%0,68

BİST100

10.058,47%-0,40

BİTCOİN

3527490฿%5.29416

a

Türkiye’de 110 Bin 331 Tıp Öğrencisi Var

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, devlete ait üniversitelerin tıp fakültelerinde 92 bin 159, vakıf üniversitelerine bağlı tıp fakültelerinde ise 18 bin 152, toplamda 110 Bin 331 öğrencinin hekim olmak için tıp fakültesinde öğrenim gördüğünü açıkladı. İşte detaylar…

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, devlete ait tıp fakültelerinde 92 bin 159, vakıf üniversitelerine bağlı tıp fakültelerinde ise 18 bin 152, toplamda 110 Bin 331 öğrencinin hekim olmak için öğrenim gördüğünü açıkladı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Tıp ve Sağlık Eğitimi Bağlamında Üniversite Hastaneleri Çalıştayı” sonrasında tüm görüşlerin yansıtılacağı bir metin hazırlanmasını istediğini belirterek, bu metnin kamuoyu ve hükümetle paylaşılacağını bildirdi.

YÖK tarafından, devlet yükseköğretim kurumlarındaki tıp ve sağlık eğitimine ilişkin konuların masaya yatırılacağı “Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Tıp ve Sağlık Eğitimi Bağlamında Üniversite Hastaneleri Çalıştayı” yapıldı.

Erol Özvar’ın başkanlığında YÖK’te yapılan çalıştaya, YÖK Üyeleri, bünyesinde tıp fakültesi bulunan devlet üniversitelerinin rektörleri, dekanlar ve ilgili akademisyenler katıldı.

Türkiye’de 110 Bin 331 Tıp Öğrencisi Var

YÖK Başkanı Erol Özvar, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, bugün itibarıyla yükseköğretim kurumlarında aktif olarak tıp eğitim ve öğretiminin sürdürüldüğü devlet tıp fakültelerinin sayısının 91 olduğunu ifade etti.

Devlete ait tıp fakültelerinde 92 bin 159, vakıf üniversitelerine bağlı tıp fakültelerinde ise 18 bin 152 öğrencinin hekim olmak için öğrenim gördüğünü belirten Özvar, Türkiye’de 110 bin 331 öğrencinin tıp fakültelerinde okuduğunu açıkladı.

Türkiye'de 110 bin 331 Tıp Öğrencisi Var

Türkiye’de 110 bin 331 Tıp Öğrencisi Var

Üniversitelerin Yarısının Kendilerine Ait Hastaneleri Var

YÖK Başkanı Erol Özvar, “Altı yıllık tıp eğitiminin son 3 yılı ile tıpta uzmanlık programlarının tamamı üniversitelerimizin kendilerine ait olan veya Sağlık Bakanlığına ait olup birlikte kullanım protokolleri yapılarak ‘üniversite hastanesi’ özelliği kazanan sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinde sürdürülmektedir.” dedi.

Üniversitelerin yaklaşık yarısının kendisine ait hastanesi bulunurken, diğer üniversitelerin afiliye hastanelerde eğitim ve öğretim hizmetlerini sürdürdüğünü belirten Özvar, sözlerine şöyle devam etti:

“Toplumsal ve ekonomik gelişmenin en temel ögelerinden biri sağlık hizmetlerinin yaygın, erişilebilir ve etkin sunumunu gerçekleştirebilmektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, son yıllarda dünya ölçeğinde örnek kabul edilen yaygın bir sağlık hizmetini milletimize etkin bir şekilde ulaştırmayı başarmıştır.

Zengin fakir, yaşlı genç demeden bütün toplum kesimlerinin bu sağlık hizmetlerine ulaşabilir olması bu başarının bir başka göstergesidir.

Son yıllarda büyük şehirlerde gözlemlenen nüfus yoğunluğu, yaşlı nüfusun artması, sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşması, hızlı gelişen sağlık teknolojileri gibi nedenler, bir yandan sağlık harcamalarının artmasına diğer yandan da sağlık hizmetlerinin finansman yapısına hem kamu kesiminde hem de özel kesimde konuya ilişkin tartışmaların yaşanmasına yol açmaktadır.

Sağlık hizmetleri harcamalarında meydana gelen genişlemenin yanı sıra sağlık hizmetlerine ayrılan mali kaynakların sınırlı bir çerçevede kalması sağlık hizmetleri sunan kurumların maliyet yapılarını kontrol altına alma ve kaynakların daha etkin kullanılacağı verimli finansal yöntemleri ortaya koyma gereksinimini gündeme taşımaktadır.”

YÖK Başkanı Özvar, üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin, yüksek bilimsel ölçütler içinde eğitim ve araştırmayı önceleyen üniversite sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinde yürütüldüğünü ifade etti. Erol Özvar, “Nitelikli sağlık elemanlarının yetiştiği ve görev yaptığı bu mekanlara başvuran hastaların çoğu zaman özellikli tedavi süreçlerine ihtiyaç duymaları, bu merkezlerde hizmetlerin gerektirdiği teknik kapasitesi yüksek cihazların gittikçe artan kullanımını zorlamaktadır.” dedi.

Özvar, kaynak arayışının önemli sebeplerinden birinin de bu özellikli tedaviler için gerekli malzemeleri temin etmek ve bunların çalıştırılması için gerekli bakım ve sarf malzemelerinin sürekli akışını sağlamak mecburiyeti olduğunu söyledi.

YÖK Başkanı Özvar, üniversite hastaneleri arasında da yatak sayıları, bulunduğu coğrafi bölge, hasta ve hastalık farklılıkları, çalışan sayıları, öğrenci sayıları, mevcut ekonomik durumları, hastanede yapılan özellikli işler gibi birçok kalemde farklılıklar bulunduğunu dile getirdi.

Sağlık hizmeti karar süreçlerinin, aciliyet ve hızlı çözüm üretilmesi zorunlu bir alan olduğunu ifade eden Özvar, “Üst düzey sağlık hizmet sunumunun yanı sıra üniversite hastanelerinde çalışan öğretim üyelerinin asli görev ve sorumluluk alanı, derin ihtisaslaşma sonucu ciddi bir tıbbi bilimsel birikim, özel zaman ve enerji gerektiren eğitim ve öğretim ve araştırma faaliyetlerinin bulunmasıdır.” dedi.

Başkan Özvar, sözlerine şöyle devam etti:

“Kendisine ait hastanesi bulunan üniversitelerimizde diğerlerinin yanı sıra hastane işletmelerinin mali sürdürülebilirliğine ilişkin hususlar en önemli meselelerin başında gelmektedir.

Bu konuda YÖK ve üniversitelerimizin ısrarlı takipleriyle yapılan bazı iyileştirmeler henüz arzu edilen düzeye ulaşabilmiş değildir. Müteaddit defa yapılan ‘Ekonomi Koordinasyon Kurulu’ toplantılarında anlaşma sağlanan konuların sadece cüzi bir kısmı hayata geçebilmiş olup sorunların hallinde yeterli olmamıştır.

Üniversitelerimize Gerekli Kolaylığın Sağlanması Beklenmektedir

Erol Özvar, “Üniversitelerimizin, Sağlık Bakanlığı ile birlikte sağlık hizmetleri sundukları afiliye hastanelerinin de kendisine özel meseleleri vardır. Bu hastanelerimizde ‘Sağlık Bakanlığına Ait Kurum ve Kuruluşlar İle Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanım ve İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’ kapsamında yapılan afiliasyon protokolü ve buna bağlı olarak üniversitelerimizin öğretim üyelerinden imzalanması istenen sözleşme metninden kaynaklanan muhtelif meseleler dikkat çekmektedir.

Bu yönetmelikte yer alan üniversitelere ödenen BAP paylarının kesilmesine ilişkin karar bazı üniversitelerimiz tarafından yargıya taşınmış ve dava üniversitelerimiz lehine sonuçlanmıştır. Keyfiyet, gereği için Sağlık Bakanlığına yazılmış durumda olup bu yargı kararına binaen Sağlık Bakanlığından birlikte kullanım protokolü imzalamış üniversitelerimize eskisi gibi bilimsel ve inovatif araştırmalara harcadıkları döner sermaye paylarının ödenmesi için gerekli kolaylığın sağlanması beklenmektedir.” Diye konuştu.

YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite hastanelerinin karşı karşıya kaldığı meseleleri, sadece finansal yönetim tartışmaları etrafında düşünmek yerine bütüncül bir yaklaşım içinde ele almanın daha doğru bir yöntem olacağını ifade etti.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Survivor 2022 All Star Kadrosunda Kimler Var ? Survivor Ne Zaman Başlayacak ?

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için gizlilik şartları, çerez politikası ve kullanım şartları sayfamızı inceleyebilirsiniz.