MEB’de Operasyon ! İşte O Değişiklikler !

MEB’de Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’ndeki değişiklikler resmi gazetede yayımlandı. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan bazı değişiklikleri eleştirdi.

İşte MEB’teki Değişikliğin Detayları

Resmi Gazete’de yayınlanan Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’ndeki değişikliğe göre, ilçe müdürü olarak atanacak kişilerde aranılan sınav şartı kaldırıldı.

Türk Eğitim-Sen Başkanı Sert Eleştirdi

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 2014 yılında MEB teşkilat kanununun değiştirilmesiyle birlikte ülkede binlerce okul yöneticisinin mülakatlar aracılığı ile görevden uzaklaştırıldığını, yerlerine yine mülakatlar aracılığı ile binlerce “özellikli” yöneticinin göreve getirildiğini ve 2018 yılında yapılan yönetmelik değişikliğine kadar mülakatlarda çekirdek çitler gibi çatır çatır kul hakkı yenildiğini söyledi.

MEB’in bu son yaptığı değişiklikle yine benzer olaylar yaşanacağını vurgulayan Geylan söz konusu değişikliği yargıya taşıyacaklarını da söyledi.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan açıklamasında şunları söyledi:

18 Temmuz 2018 tarih ve 31189 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelikle ilçe milli eğitim müdürlüğü kadrosuna atanmak için “yazılı veya yazılı ve sözlü sınav kazanarak atanmış olmak şartıyla eğitim kurumu müdürlüğünde en az dört yıl, şube müdürü kadrosunda en az iki yıl görev yapmış olmak” koşulu getirilmişti.

Böylece üst eğitim yöneticilerinin keyfiyete göre değil liyakate göre atanması sağlanmıştı.

Çekirdek Çitler Gibi Kul Hakkı Yeniyor

Hatırlarsınız ki 2014 yılında MEB teşkilat kanununun değiştirilmesiyle birlikte ülkede binlerce okul yöneticisi mülakatlar aracılığı ile görevden uzaklaştırılmış ve yerlerine yine mülakatlar aracılığı ile binlerce “özellikli” yönetici göreve getirilmişti.

2018 yılında yapılan yönetmelik değişikliğine kadar, yönetici atamaları için İl milli eğitim müdürlükleri kapsamında oluşturulan mülakat komisyonları, çekirdek çitler gibi çatır çatır kul hakkı yemiş, başarılı ve mesleğine aşık eğitimciler elenirken yerlerine “referansı” kuvvetli olanlar sadece bu referansları sayesinde yönetici olarak atanmıştı.

O dönemde birçok üst eğitim yöneticisi ve mülakat komisyonları, sendika/vakıf/cemiyet görünümlü dışarıdan yapıların talimatlarıyla yönetilir hale gelmişti. Neredeyse tüm şehirlerde, yönetici atama süreci, MEB’in kararlarıyla değil bu dışarıdan yapıların kararlarıyla yönetilir olmuştu.

Pişkinlik o kadar artmıştı ki, Silivri örneğinde olduğu gibi “Noter onaylı torpil listesi” gibi rezillikler basına haber konusu olmuş fakat buna rağmen, mülakat komisyonları şaşılacak derecede bir özgüvenle(!) sözde “işlerini” yapmaya devam etmişlerdi. Örneğin İstanbul 2016 mülakat komisyonlarında 100 tam puan verilen 86 kişinin 81’i ve 90 puan üzeri alan 214 kişinin 199’u bir sendikanın üyesi idi.

Torpil Listeleri Hazırlandı

Hatta öyle olaylar yaşandı ki; torpil listeleri önceden tek tek hazırlandı. Torpil listeleri önceden hazırlandığı için Karabük’te, Etimesgut’ta mülakatlar başlamadan önce vefat etmiş olan adaylara bile (torpil listeleri yenilenmediği için) komisyonlar tarafından sanki mülakata gelmiş gibi yüksek puanlar verilmişti.

Tüm bu rezaletler gündeme gelmiş olmasına ve gerekli makamlara iletilmiş olmasına rağmen inanılmaz bir ihmalle bu duruma yıllarca devam edilmişti. Hiçbir yetkili de çıkıp bu çirkinliklere dur dememişti.

2018’de Yapılan Değişiklik

2018’de yapılan yönetmelik değişikliği ile ilçe müdürü atamalarında yazılı sınavla atanmış olma şartı getirilmesi, 2014’ten itibaren sadece mülakatlarla göreve getirilmiş  sözde “özellikli” yöneticilerin kurumu işgal etmelerini engellemişti. Doğrusu da buydu, hakkaniyetin gerekliliği de buydu.

Sendika İstedi MEB Yaptı

Mülakatların açık ara şampiyonu bir sendika da bu doğru değişikliğin iptali için yönetmeliği yargıya taşımış ve ilçe milli eğitim müdürü atamalarında  eskiden olduğu gibi tek şartın mülakat olmasını istemişti. Görüyoruz ki, MEB bu sendikanın yargı sürecini beklemeden yönetmelikte değişikliğe giderek onların istediğini yaptı.

Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer, bu değişikliğin mesleğine aşık eğitim çalışanlarında hayal kırıklığı yarattığını görmelidir. 2014-2018 arasında mülakatlar aracılığı ile mağdur edilen eğitim çalışanları, yıllardır iade-i itibar beklerken, tam aksine kul hakkı yiyerek bazı makamlara gelen bazı kurum yöneticilerinin bir kez daha ödüllendirilmesini sağlayacak bu değişiklikten dolayı çok huzursuz olmuşlardır.

TBMM’deki Bütçe görüşmeleri sırasında bir soruya yanıt olarak Sayın Mahmut Özer’in verdiği “MEB’i dernekler vakıflar yönetmiyor, biz yönetiyoruz” cevabını çok değerli görüyor, yıllardır bu durumdan MEB’in çok yorulduğunu ifade ediyor ve bundan sonraki dönemde de gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Öte yandan Sayın Bakanın TBMM’deki bu cevabının üzerinden daha 48 saat geçmemişken bu düzenlemenin yapılmış olması da oldukça manidardır.

Yönetici atama ve görevde yükselme yönetmeliklerinin, başarı ve liyakati esas alan şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. MEB’e bağlı tüm kurumlarımızın yönetici atamaları bu anlayışla yapılmalıdır. Şu son 10 yılda belki de 15 defa değişen yönetmelikler hala tartışma konusu oluyorsa bir yerlerde ciddi bir sorun var demektir. Artık MEB’i liyakat ve adalet tartışmalarından kurtarmak  zorunluluktur.

Velhasıl;