42,3669$% 0,23
49,0651€% 0,43
5.603,29%1,18
9.462,00%0,91
10.902,74%1,62
฿%

Fulvik Asit Nedir? Fulvik asitler, belirli mantarların ürettiği sarı metabolitlerdir. Hayvan ve bitkiler öldükten sonra belirli mantar tipleri onların ayrışmalarına yardımcı olur. Bu ayrışmadan arta kalan ham organik bileşiklerin kendisi daha sonra, toprağın bir parçası haline gelir. Fulvik asit dünya üzerindeki en küçük, en karmaşık, en çok rafine, doğal olarak bulunan su bazlı, en küçük maddedir!
Fulvik asit, toprağın koyu kahverengi organik katmanı humusun bir içeriğidir. Kuru toprak, bataklıklar ve kömür gibi jeolojik katmanlar, fosil yakıt ve linyit; hepsinin içeriğinde humus vardır. Fulvik asit ise, su bazlı humustan öncelikle özütlenen çözünebilir organik asitler karışımıdır.
Fulvik asit, genellikle molekül komplekslerinin bir parçası olarak 70’den fazla mineral ve iz element içerir. Bunlar sonrasında bitki kökleri tarafından absorbe edilebilecek doğal formdadırlar ve canlı hücreler ile etkileşime girerler. Bitkiler kolayca, fulvik asitin büyük miktarlarını emer ve yapılarında korurlar.
Fulvik Asit gıda takviyesi, doğal kökeni sayesinde insan sağlığı üzerinde çok boyutlu faydalar sunar ve bilimsel çalışmalar, antioksidan, bağışıklık destekleyici ve biyoyararlanımı artırıcı etkilerini ortaya koymaktadır.

Fulvik Asit Gıda Takviyesi Olarak Nasıl Kullanılır?
Fulvik Asit: Tanım ve Kökeni
Fulvik asit, doğada özellikle toprak, torf ve bazı bitkilerde bulunan, humik maddeler grubuna ait doğal organik bir asittir. Organik maddelerin toprakta mikroorganizmalar tarafından ayrışması sonucu oluşur ve mikroskobik düzeyde çok sayıda fonksiyonel grup (karboksil, hidroksil, fenol gibi) içerir. Küçük moleküler yapısı, minerallerle ve diğer besin ögeleriyle çok kolay birleşmesini ve hücresel emilimi artırmasını sağlar. Bu nedenle, fulvik asit hem doğal ekosistemlerin döngüsünde hem de insan sağlığı için üretilen gıda takviyelerinde oldukça kritik bir rol üstlenir.
Bilimsel Faydaları ve Etki Mekanizmaları
Bilimsel araştırmalar, fulvik asidin insan sağlığına birçok olumlu katkı sağlayabileceğini göstermektedir. Serbest radikalleri nötralize eden antioksidan etkisi ile hücreleri oksidatif strese ve iltihaba karşı koruyabilir; bu durum kronik hastalıkların önlenmesinde önemlidir. Hücresel düzeyde, mineral ve vitaminlerin emilimini artırarak vücudun temel besin maddelerinden daha fazla yararlanmasını teşvik eder. Ayrıca, bağışıklık sistemini modüle etme, enerji seviyesini artırma, genel refah, bağırsak florasını dengeleme, detoksifikasyon ve metabolik süreçleri optimize etme gibi çok yönlü işlevleri vardır. Son çalışmalar, kronik enflamasyonun ve otoimmün hastalıkların önlenmesinde de fulvik asidin yararlı olabileceğini ortaya koymaktadır.
Güvenlik, Kullanım ve Klinik Bulgular
Fulvik asidin takviye olarak ağız yoluyla kullanımıyla ilgili yakın dönem toksikolojik çalışmalar, oldukça yüksek dozlara kadar herhangi bir zararlı etki gözlenmediğini göstermiştir. 60 gün boyunca farklı dozlarda (0–5000 mg/kg/gün) uygulanan deneylerde, hayvanlarda vücut ağırlığı, organ fonksiyonları ve kan değerlerinde olumsuz bir bulguya rastlanmamıştır. Ayrıca, klinik bulgular; besin emilimini artırarak enerji metabolizmasına katkı sunduğunu, bağırsak sağlığını geliştirdiğini ve immun sistemi olumlu etkilediğini ortaya koymaktadır.
Fulvik asidin eşsiz biyolojik aktivitesi, onu diğer takviyelere kıyasla öne çıkarırken; bilim insanları ve sağlık otoriteleri, uzun süreli ve yüksek dozda kullanımının takibinin sürdürülmesi gerektiğini belirtmektedir.
Fulvik Asit’in özellikle detoksifikasyon, bağışıklık güçlendirme ve genel yaşam kalitesini artırmada doğal ve bilimsel açıdan güçlü bir alternatif olduğu değerlendirilmektedir.
Fulvik asit, hücre yaşamını dengeleyen güçlü bir organik elektrolit olduğunu göstermiştir. Eğer her bir hücre normal kimyasal dengesini yenileyebiliyorsa, dolayısıyla onun elektriksel potansiyelini dönüştürmek, normalde bitki ve hayvan hücresinde oluşacak ölüm ve dağılma yerine, hücreye hayat verecektir.
Şaşırtıcı bir şekilde, araştırmacılar fulvik asitin geçmiş kuşakların canlı organizmaların DNA’sındaki küçük parçacıklar olduğunu keşfetmişlerdir. Bir başka deyişle, Fulvik Asit Doğa Ana’nın, dünyaya ve üzerindeki tüm yaşam formlarına; yaşam, enerji, sağlık, bağışıklık ve yenilenme bahşettiği “süt”üdür. Bazı bilim adamları tarafından uygun bir şekilde Doğa Ana’nın “sütü” olarak tanımlanabilmiştir. Bu “süt” sadece beslemekle kalmaz, tüm canlılara bağışıklık ve birt tür koruma kalkanı verir.
Fulvik asit suda çözüldüğünde ve su ile birleştirildiğinde, su değişiklik gösterir. Moleküler yapısı değişir ve daha organize olur. Araştırmacılar, suyun enerjiyle dolduğunu ve canlı organizmalara alışılmadık biyolojik “mesajlar” ilettiğini gözlemlemişlerdir. Hatta bazı bilimadamları, fulvik asit fenomenini “hafıza” olarak tarif edecek kadar ileri gitmişlerdir. Emziren annelerin ilk sütü olan kolostrum; bilim adamlarının transfer faktör adını taktıkları, hastalık istilacılarına karşı bağışıklık sistemini uyaran bilinmeyen maddelerin olduğu “mesajlar” taşır.
Buna benzer şekilde fulvik asit de, hastalık istilacıları ile yapılan geçmiş savaşların uyarıcı niteliğindeki “mesajları”nı taşır. Savaşların izleri kalıcı bir şekilde, küçük DNA parçacıklarından oluşmuş, geçmiş savaşların DNA kalıntılarını bile taşıyan fulvik asitin rafine moleküler yapısına işlenmiştir.

Fulvik Asit Gıda Takviyesi
Fulvik asit, timus bezinin lenfosit üretimi yeteneğini canlandırır. Bunun karşılığında, vücudun bağışıklık yanıtıyla yakından ilgili antikorlar oluşur. Fulvik asit aynı zamanda vücüdün makrofaj ve T-hücreleri üretimini aktive eder ve çoğaltır. Makrofajlar, yabancı istilacıları tüketir, T hücreleri de onları bulur ve yok eder.İnsanlar üzerindeki çalışmalar, fulvik asitin; granülositleri ve interferon-gamma, interferon-alfa, interferon-beta, ve tümör nekrozu faktör-alfa gibi sitokin üretimini canlandırdığını göstermiştir.
İki paralel hastane klinik çalışmasında, fulvik asit siklofosfamid ile karşılaştırılmıştır. Çalışmaya, 4-78 yaş arası 178 hasta katıldı. 100 hasta fulvik asit, 78 hasta da siklofosfamid ile tedavi edildi. Çalışma sonucuna göre; test edilen her kategoride fulvik asit grubunun ortalama performansları, siklofosfamid grubundan bir buçuk gün ilerideydi. Bir çok semptomun normale dönmesi 2-8 gün arası sürdü. Test edilen kategoriler arasında, vücut ısısı, idrara çıkma, trombosit sayımı ve tüm belirtilerin ortadan kalkması üzerine olan final tedavi vardı.
100 kişilik fulvik asit grubundan sadece bir kişi öldü, ve geri kalan 99 kişi tedavi oldu. 78 siklofosfamid grubundan ise 2 tanesi ölmüş, 76’sı iyileşmişti.Çalışma, fulvik asitin, bağışıklık sistemini düzenleyerek salgın kanamalı ateşi tedavi edebiliyor olmasının tespitiyle bitirilmiştir. Fulvik asitin tedaviye yönelik etkileri, siklofosfamiti karşılamakta; hatta burun farkıyla geçmektedir.
İnsanlarla ilgili vakalarda, kemik testleri, Almanya Freiburg’da, Dr. W. Schlickewei ve arkadaşları tarafından ameliyat sırasında kemik transplantasyon ya da değişimin gerektiği hastalar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Transplantasyonlar öncesinde fulvik asit ile aşılanan kemik implantlarındaki yenilenme ve emilimde son derece etkili sonuçlar elde edilmiştir. Bu durum, yeni kemik dokusu oluşumundaki katmanların başlamasında olumlu sonuçlara neden olmuştur. Test süresince, fulvik asit kullanılmadan yapılan transplantasyon sürecinde, kemik yenilenmesine dair bir işaret görülmemiştir.
Fulvik Asit Kullanımı; Fulvik asit alırken klorsuz su kullanılması gerekir. Sıradan musluk suyu fulvik asit ile birlikte kullanılamaz. Klor, humik maddelerle; özellikle fulvik asit ile karıştırıldığında negatif reaksiyon gösterir, ölümcül kanserojenler olan THM’ler ve MX’in üretimine neden olur.
Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.

Badem Yağı Faydaları Nelerdir? Ne İşe Yarar?
EKPSS Nedir Ne İşe Yarar? EKPSS’de Hangi Meslekler Var?

Kamu İşçisi ve Taşeron Maaşları Kaç TL Oldu? Ocak 2024

2024 EKPSS Ne zaman? EKPSS Başvurusu Nasıl Yapılır?

Türkiye Yazma Eserler Kurumu 11 Sözleşmeli Personel İlanı Açtı

Dokuz Eylül Üniversitesi 347 Personel Alımı Yapıyor

Milli Savunma Bakanlığı 146 Yeni Büro Personeli Arıyor! 2023

Maltepe Üniversitesi 34 Öğretim Üyesi Alımı Yapıyor 2023

TÜRKAK Ortalama 25 Bin TL Maaşla Personel Alımı Yapıyor 2023

Adli Sicil Kaydı Olan Memur veya Kamu Görevlisi Olabilir Mi?

Dokuz Eylül Üniversitesi 70 Öğretim Üyesi Alımı 2023

Mazeret İzni Dilekçesi Nedir? Nasıl Olmalıdır? Örnekleri – Mazeret İzni Dilekçesi Kaç Gündür? 2025

Bedelli Askerlik Celp Dönemleri ve Sevk Tarihleri 2024

Gençlik ve Spor Bakanlığı 2000 Yeni Personel Alımı Yapacak. GSB 2024 Son Dakika!

Milli Savunma Bakanlığı 146 Yeni Büro Personeli Arıyor! 2023

Memur Zam Oranı Belirlendi. İşte Kesinleşen Rakamlar!

Son Dakika: Memur ve Memur Emeklilerine Yapılacak Zam Belli Oldu!

Memur ve Memur Emeklisinin 2023 Toplu Sözleşme Süreci Başlıyor!

Kültür ve Turizm Bakanlığı 4/B Sözleşmeli 127 Personel Alım İlanı 2023

Dokuz Eylül Üniversitesi 70 Öğretim Üyesi Alımı 2023

Sahil Güvenlik Komutanlığı 2023 Sözleşmeli Personel Alımı Yapacak

Okul Dilekçesi Nasıl Yazılır? Nelere Dikkat Edilmeli?

Kamu Görevlileri Sendika Üyesi Olabilir Mi? Görev Yeri Değişikliği Yapılabilir Mi?

Banka İcra Takibi Nedir? İcralık olan Borç Ödenmezse Ne Olur?

Adli Sicil Kaydı Nedir? Adli Sicil Belgesi Nereden Alınır?

Emniyet Teşkilatına Bölge Sistemi Getirildi! Yönetmelik Resmi Gazete’de Yayımlandı!

Yargıtay’dan İş Arama İzni Ücreti İle İlgili Emsal Karar

Memur Alımında Acil Çözüm Bekleyen Sorunlar

Bakan Gül : İlk 100 Bine Girenler Hukuk Fakültesini Tercih Edebilicek

Vergi Yapılandırma ve Ödeme Süresi 1 Ay Uzatıldı!
