Hayvan Sahiplerinin Hukuksal ve Cezai Sorumlulukları

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Hayvanlar hepimiz için artık bir arkadaş bir dosttan fazlasıdır. Özellikle de yalnız yaşamayı tercih edenler, yaşlı kişiler ya da çocuklar eskisine göre daha fazla hayvan besliyorlar. Türkiye istatistiklerine bakıldığı zaman son birkaç yıldır barınaklardan hayvan sahiplenenler ya da tür hayvan satın alanların sayısı bir hayli fazla.

İnsan olarak toplu yaşam alanlarında yaşadığımız düşünüldüğü zaman aklı ve fikri olmamasına rağmen bazen insandan bile daha akıllı olabilen bu canlıların bizim ile birlikte yaşaması bazı sorumlulukları da beraberinde getiriyor.

Genel olarak akıllı olan bu canlılar bazen insanların eziyet etmesi ile ya da başka sebeplerden dolayı aşırı davranışlarda bulunabiliyorlar. Hukukumuza göre aslında çok bilmesek da bazı sorumluluk alanlarımız var. Bunlardan biri de hayvan bulunduranın ya da hayvan sahibinin sorumluluğudur. Hayvan sahipleri de tıpkı çocuğunuzun yaptıklarından sorumlu olduğunuz gibi sorumlu olurlar.

Peki, bu canlılardan ne kadar sorumlusunuz? Sorumluluğunuz hukuki mi yoksa cezai yaptırımı olan bir sorumluluk mudur? Tek tek inceleyerek sorumluluk konusunu anlatmakta fayda var.

Hayvan Sahiplenmenin Sorumlulukları Nelerdir?

Hayvan sahibi olmak ya da beslemek kusursuz sorumluluk kapsamında değerlendirilir. Bizim hukukumuza göre iki tür sorumluluk şekli vardır. Bunlardan biri kusurlu sorumluluk diğeri ise kusursuz sorumluktur. Kusurlu sorumlulukta zararın ortaya çıkmasında fiili yapan kişinin sorumluluğu olur. Diyelim ki yoldan geçen biri ile tartıştınız ve onu dövdünüz ya da hakaret ettiniz. Bu davranışı yaparken her ne kadar karşıdakinin tahriki olsa bile yapılan hareket kusurlu bir harekettir. Bu hareketten dolayı hakkınızda ceza davası ayrı açılır. Eğer zarar gören kişi isterse hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası da isteyebilir.

Hayvan Sahibi Olmanın Getirdiği Hukuksal Sorumluluklar

Tüm bu olay örgüsünde aslına bakılırsa yapılan tüm hareketler kusurludur. Bu kusurlu hareketlere göre de hukuk önünde maddi ve manevi tazminatla da ceza çekmiş olursunuz. Bazen de hiç kusurunuz olmayan ve sizin dışınızda olaylar meydana gelebilir.

Bu olaylarda benim kusurum yok neden bedel ödemek zorundayım ki diye düşünebilirsiniz ancak cevabı gayet basittir. Çünkü sizin bu kişiler ya da canlılar üzerinde bulunan bakım, denetim, özen ve gözetim yükümlülüğünüz vardır. Bir çocuğun üzerinde ebeveynlerinin özen ve denetim yükümlülüğü vardır. Akıl hastası olan bir kişinin vasisinin aynı şekilde yükümlülüğü vardır.

Türk Borçlar Kanununa Göre Hayvan Sahibi Olmak

Hala bazı hukuk kitaplarında evin reisi geçtiği için telaffuz ediyorum. Genel olarak evin sorumluluğu evin reisi olarak bilinen babadadır. Baba evin her türlü özen, bakım ve denetim yükümlülüğüne uygun davranmak zorundadır. Ancak bazı ailelerde evin reisi annedir, abladır ya da ağabeydir. Artık bu durum ailelerin yapısına ve ilişki şekline göre değişecektir.

Bazı ailelerde anne ve baba vefat etmiştir. Evin hangi çocuğu evin maddi ve manevi olarak tüm sorumluluğunu üstlenmiş ise bu durumda evin reisi de o olacaktır. Aynı şekilde hayvan sahibi olan kişi kim ise bu durumda o hayvan tarafından meydana gelen haksız fiilden hayvan sahibi sorumlu olacaktır.

Türk Borçlar Kanunu madde 67’ye göre; Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Hayvan bulunduran, bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz.

Hayvan Bulunduranın Sorumluluğu Nedir?

Hayvan, bir başkası veya bir başkasına ait hayvan tarafından ürkütülmüş olursa, hayvanı bulunduranın, bu kişilere rücu hakkı saklıdır.

Kanun maddesine göre bir hayvandan sorumlu olmak için uzun süre hayvanı beslemeye ya da bakımını üstlenmeye gerek yoktur. Eğer hayvanın bırakıldığı kişi, hayvana geçici olarak bakıyor ise bu durumda sorumluluğu doğabilir. Bu sebeple de arkadaşınıza bıraktığınız zaman arkadaşınız da gerekli özeni göstermemiş ise ondan da tazminat talep edilebilir.

Hayvanlar Sorumluluk Sahibi Mi?

Hayvanların denetim ve gözetim yükümlülüğü sadece Borçlar Kanunu’nda değil Hayvanları Koruma Kanunu’na göre de sorumluluk gerektiren bir durumdur.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu madde 5/1 e göre; “Bir hayvanı, bakımının gerektirdiği yaygın eğitim programına katılarak sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olan etolojik ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.”

Maddi ve Manevi Tazminat Davaları

Hayvan tarafından meydana gelen haksız fiilde zarar görenin maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır. Bu hak kapsamında hayvan sahibinin birçok tazmin yükümlülüğü doğar.  Zarar görenin tedavi masrafları, haksız fiil sebebi ile zarar görenin harcamak durumunda kaldığı veyahut kaybettiği fırsatlar maddi tazminatın konusudur. Ayrıca çalışamama sebebi ile gelir kaybı ya da zarar gören artık çalışamayacak ise veyahut engelli birey durumuna geldi ise bu durumda çok daha büyük tazminat miktarı ortaya çıkar.

Bu sayılanlar sadece maddi tazminat olmak ile birlikte manevi tazminat da istenebilir. Zarar görenin zarar sebebi ile vücudunda estetik anlamda bozukluk ya da problem ortaya çıkması, ağır ilaç tedavileri, hayvan korkusu ve düzenli psikolog yardımı gibi durumlar için de ayrıca manevi tazminata karar verilmesi gerekir. Hayvan kışkırtılmış ise kışkırtma oranında tazminat indirilir.

Hayvanın verdiği zarardan dolayı açılacak davalar Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Bu davalarda; haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

Hayvan Tarafından Zarar Uğrayan Kişi Neler Yapabilir?

Hayvan Sahiplerinin Alabileceği Cezalar

Hayvan başkasının sahip olduğu bir canlı olduğu için zarar veren hayvana yapılacak şeyler belirlidir. Borçlar Kanunu hem uygulamada problem çıkmaması adına hem de hem de zarar gören kişinin de haklarını korumak için bazı kısıtlamalar getirmiştir.

Borçlar Kanunu madde 68’e göre; Bir kişinin hayvanı, başkasının taşınmazı üzerinde bir zarar verdiği takdirde, taşınmazın zilyedi, o hayvanı yakalayabilir, zararı giderilinceye kadar alıkoyabilir; hatta durum ve koşullar haklı gösteriyorsa hayvanı diğer yollarla etkisiz hâle getirebilir. Bu durumda, taşınmazın zilyedi derhâl hayvan sahibine bilgi vermek ve sahibini bilmiyorsa, onun bulunması için gerekli girişimleri yapmak zorundadır.

Zarara uğrayan kişi direkt olarak hayvanı vuramaz. Ancak hayvan zarar gören kişinin bedenini bir türlü bırakmıyorsa ve daha büyük zarar verecek ise bu durumda öldürebilir. Burada önemli olan sahibe haber verecek bir durumda olmama ve hayati tehlikenin bulunmasıdır. Bahçeye kurbanda giren bir hayvanı alıkoymak yerine silahla vurmak hem insanlığa sığmaz hem de insan canı ile ölçüşemez ise de o da bir candır ve korunması gerekir.

Hayvan Bulunduranın Cezai Sorumluluğu

Hayvan bulunduran kişi Türk Ceza Kanunu’nda yazan şartlarda cezai sorumluluğu vardır. TCK madde 177’e göre hayvanın tehlike yaratacak şekilde serbest bırakılması şeklinde özel olarak düzenlenmiştir.

 Gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

6 ay cezanın üst sınırıdır. Hakim dilerse hapis cezası yerine adli para cezası da verebilir. Hayvanları Koruma Kanunu m.5/2 incelendiğinde hayvan sahiplerine sorumluluklarından kurtulabilmeleri açısından kurtuluş kanıtı imkanı getirilmemiştir. Elbette bu durum hayvan sahibinin sorumluluklarından  istisnai durumlar oluştuğunda kurtulamayacağı anlamını da içermez.

Kamu Görevlileri Arasında Artan Mobbing

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Son birkaç yıldır kamu çalışanlarının sıkıntıları katlanarak büyüyor. Her gün yeni bir kamu çalışanının isyanını duyuyoruz. Maaşlarda iyileştirme yapılmaması, iş ekipmanlarının yetersiz olması, amirler tarafından alt kademeli memurlara yapılan mobbing, iş alanına girmeyen konularda çalıştırılma ve daha fazlası memurları ciddi anlamda yıpratıyor. Daha önce de bahsettiğim şekilde eğer sendikaya üyeliği yasak olan çalışma grubundaki kişilerden değilseniz bu tarz problemlerinizi sendika ile paylaşıp uygun yol bulabilirsiniz. Sendikalar her türlü mesleki problemlere çözüm bulmak için kurulduğundan, sendika avukatından da bu konuda bilgi alabilirsiniz.

Mobbing nedir? Kamuda Mobbing Var Mı?

Mobbing ne demek? Halk arasında Psikolojik taciz veya baskı olarak bilinen ve iş hayatında oldukça sık karşılaşılan mobbing’in kamu iş yerlerinde de sıçramaması düşünülemezdi. Kamuda maalesef memurların yüzde 80’i mobbinge uğruyor. Kamu görevlileri arasında mobbing daha çok üstler tarafından astlara uygulanıyor. Amir konumunda çalışan kişiler kişisel işlerden tutun da memurun görev tanımında bulunmayan birçok işi astından bekliyor. Beklemek ile kalmayıp direkt astına saçma sapan işlemler yaptırıyor. Hatta bazı amirler o kadar ileri gidiyor ki kendi işlerini bile hiyerarşi olarak altında bulunan memura yaptırıp kendisi mesai saatleri içinde devletin imkanları ile gezip tozuyor.

Mobbing Nedir?

Kamu görevlilerinin yaklaşık olarak yüzde 20’si cinsel tacize maruz kalıyor. Artık cinsel tacize maruz kalanlar sadece kadınlar değil erkeklerde var. İşin acı tarafı ise maalesef kamu kurumları bu konuda gereken önlemleri almıyor. Çalışmak zorunda olan kadınların amirleri ya da iş arkadaşları tarafından sözlü ya da eylemsel olarak kaldıkları cinsel tacize varan hareketler gün geçtikçe artıyor.

Kamu İşlerinde Siyasal Baskı Var Mı?

Kamu görevlilerinin yaklaşık olarak yüzde 50’si ideolojik ve siyasi açıdan baskıya maruz kalıyor. Seçim zamanları kamu görevlilerinden oy verdiklerine dair fotoğraf istenir hale geldi. Kamuda çalışan amirler siyasi partiler için çalışmalar yürütüyor.

Kamu görevlilerinden en çok mobbing sağlık çalışanlarına yapılıyor. Hem çalıştıkları kurumlardan hem de bağlı bulunduğu sağlık çalışanlarından ayrı ayrı mobbinge maruz kalan çalışanlar çareyi istifa etmekte buluyor. Çok zor şartlar altında çalışan sağlık görevlilerinin birbirlerine uyguladıkları mobbing de ayrı bir yazının konusu olacak cinsten. Eğitim adı altında alt devre ya da mesleğe yeni başlayan çalışanları aşağılama, sürekli azarlama ya da cinsel tacize varan davranışlar en çok şikayet edilen konular arasında yerini alıyor.

Sanılmasın ki haklarında hiçbir işlem yapılmayacak. Kendilerine kamu imkanları ile tahsis edilen her türlü imkanı tüm kamu görevlileri yerinde kullanmak zorundadır. Her yıl Sayıştay denetçileri tarafından incelenen raporlara göre hangi üst birimde görevli memurun ne kadar harcamada bulunduğu tek tek kayıt altına alınıyor. Sistem işlemeye başladığı zaman memurların tabi olduğu ceza ve disiplin soruşturmalarına kadar iş mutlaka uzayacaktır.

İntihar Eden Kamu Görevlileri

Maalesef artık haftada 1 ya da 2 memurun intihar haberlerini görüyoruz. Bu durum çok can sıkıcı ve acilen çözüm bulunması gereken bir konudur. Kimse durup dururken canına kıymaz. Demek ki bu kişiler bir şekilde uzun süre farklı türden baskıya maruz kalmışlar. Kimileri arkalarında mektup bırakarak faillerini açıklarken kimileri ise susarak sessizce yaşamına son veriyor.

Kamuda Mobbing Davası Açılabilir Mi?

Mobbing davaları tüm dünyada yasallığını korurken kamu kuruluşlarında mobbing davası açılabilir mi sorusunun cevabı evettir. Yargıya intikal ettirecek düzeyde mobbing kamu dahil her iş yerinde ve herkese uygulanacak olan yasal haklar çerçevesinde kabul edilir. İşyerinde mobbing baskı ve tacize en çok açık yerlerden birisi olarak kamuda mobbing konu olduğunda özel kuruluş ile hiç bir farkı olmayan davaların görüleceğini unutmayın.

Sayın kamu görevlileri hiçbir otorite insan canından daha üstün değildir. Hiçbir intihar hiçbir sorunu da çözmüyor. Siz intihar ettiğiniz için o amir de vicdanında sızı duymuyor. Eğer liyakatli biri olsa memurların meslek tanımından haberi olur. Biraz kendinizi toparlayın ve hukuki hakkınızı kullanın. Kurum içi dilekçeler ile çözmeye çalışın. Eğer çözülmüyorsa verdiğiniz dilekçelerin bir örneğini saklayın ve idare mahkemesinde dava açın. Mobbing davası nasıl açılır?

Amirin yaptığı ya da yaptırdığı işlemler suç kapsamında değerlendirilecek işlemlerden ise savcılığa suç duyurusunda bulunun. Bir şeyler yapın ama yeter ki canınıza kıymayın. Arkanızda bıraktığınız kişilere oluyor ne oluyorsa. Sevdiklerinizi bu konuda cezalandırmayın. İntihar ederek arkada bıraktığınız çocuğunuz size kahraman demeyecek. Asıl kahraman olmak istiyorsanız hakkınızı savunun.

Kamuda Mobbing Yapılıyor Mu?

Son zamanlarda en sık duyduğum şey amirlerin memurların yerini değiştirmek ile tehdit etmesi ya da haklarında soruşturma açmak ile tehdit etmesidir. Bulunduğu yerde kalmak zorunda olan memurlar için gerçekten zor bir durum ama maalesef liyakatsiz kişilerin kurum içinde memur statüsünde bulunması da bir denetim eksikliğidir.

Öğretmeni Sınıftan Dışarı Çıkaran Kaymakam

Gücünüzün yetmediği yerde olayı sosyal medyaya yansıtın ama kesinlikle intihar etmeyin. Daha geçenlerde kaymakamın bir öğretmeni haddini bil diyerek dışarı attığı olayı hatırlayalım. Öğretmenlerden birinin arkadaşı bu olayı bir şekilde sendikaya ve bunu duyurabilecek kişilere haber verdi. Bir anda tepki çığ gibi büyüdü ve kaymakam özür dilemek durumunda kaldı. Öğretmen psikolojik açıdan bir tür baskıya kaldı belki ama sonunda iş tatlıya bağlandı.

Eğer o öğretmen de baskıya boyun eğip intihar etseydi şuan aramızda olmayacaktı. Hukuki olarak bir şeylere gücünüz yetmiyorsa sosyal medyanın tüm kaynaklarını kullanın ve sesinizi duyurun ama kesinlikle intihar etmeyin.

Mobbingi Önlemeye Yönelik Tedbirler

Kamuda mobbing‘i önlemeye yönelik tedbirler maalesef bulunmuyor. Çok öncelerden beri var olan bu sistem aynı şekilde devam ediyor. İnsanlar işleri ve aileleri ile tehdit ediliyor. Yapılan araştırmalar kamuda var olan baskının farklılığını ve çeşitliliğini ortaya koyuyor. Bu baskının azalması için yasal düzenlemeler getirilmesi şart. Güçlü konumda olan amirin ya da üstün şikayet edilmesinin farklı yasal düzenlemeler ile daha kolay olması, şikayet edilen merciinin görmedim, duymadım, bilmiyorum mantığı ile hareket etmemesi için dosyayı işleme almayan kişiye de yaptırım uygulandığı takdirde sistem daha sorunsuz işleyecektir.

Mobbing uygulayan amire ya da çalışana derece ya da kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, cinsel tacize varan mobbinglerde gerekirse amire ya da çalışana meslekten çıkarılma cezası verildiği takdirde hiçbir amir ya da çalışan bu tür eylemlere cesaret edemeyecektir. Vicdanın olmadığı yerde kanunlar kamu vicdanı olarak devreye girerse mobbing uygulayan kamu görevlileri artık baskı yapamayacaktır. Sizlere adil ve kimsenin emeğinin hiç edilmediği bir dünya düzeni diliyorum.

Son Döneme Damga Vuran Başarılı İnsanlar Ne Yapıyor da Başarıyor?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Dünyada herkes tarafından sevilen ve imrenilen başarılı insanlar var. Bu insanlar toplumların gözünde hata yapmayan ve çok beğenilen kişiler. Peki bu insanlar ne yapıyor da bu kadar çok beğeniliyorlar. Bu yazımızda çok beğendiğimiz ve başarılı olarak nitelendirdiğimiz insanların ortak özelliklerini inceleyeceğiz. Tırnak içerisinde isim vermeden başarılı insanlar kimler diye soracağız ve sorularımızın cevaplarını arayacağız.

Öncelikle bu insanların çoğunda olan bazı ortak özellikler olduğunu söyleyelim. Özellikle herkes tarafından kolayca yapılabilecek ve sıradan şeyleri yapmak bu insanları başarıya itiyor. Belki siz de kendiniz denediğinizde, özendiğiniz ve hayran olduğunuz o insan kadar başarılı olamayacaksınız. Ancak kendinize, gerçekten de örnek aldığınız o insanlar kadar sıkı çalıştınız mı diye de sormak isteyebilirsiniz. Hadi gelin başarılı insanlar ve onların 7 ortak özelliğine birlikte bakalım.

1-Hatalardan Ders Çıkarırlar

Çoğumuz hayatımız boyunca sınavlara girdik ve hatalar yaptık, hatta zayıf notlar aldık ve üzüldük. Peki aramızdan kaç kişi üzüldüğü için sevindi ya da üzüldüğü için üzülmedi. Bu size biraz karışık geliyor olabilir. Ancak burada üzülmemekten kastımız yaptığımız minik hataların farkına varmak yani onlardan ders çıkarmak. Çünkü dünyaca ünlü başarılı insanlar kendi hayatlarında sürekli hata yaparlar. Fakat yaptıkları bu hatalar için oturup karalar bağlamak yerine, nerede hata yaptıklarını düşünürler. O hataya neyin sebep olduğunu bulmaya çalışır ve bir sonraki planlarında bu eksiklerini kapatmaya çalışırlar.

İnsan olmamızın gereği olarak hepimiz hata yapmaya mecburuz. Hatasız insan olmaz nihayetinde. Fakat burada önemli olan şey yaptığımız hatalardan ilerdeki hedeflerimiz ve yapacaklarımız için ders çıkarmak olmalıdır. Çünkü hatalarımızdan ders çıkarmazsak o hatayı tekrar etme olasılığımız artacaktır. Bu durum da bizi hiç istemediğimiz başarısızlık denen başlığa götürür. Unutmayın bazen arkaya bakıp yola devam etmek daha iyidir.

2- Başarılı İnsanlar Kısa Vadeli Planlar Yaparlar

Herkesin bir hayali vardır, yoksa da olmalıdır. Fakat önemli olan bu hayallerimizin ve planlarımızın ölçeğidir. 20’li yaşlarda bir genç olarak hayaliniz emekli olduğunuz da güzel bir sahil kasabasına yerleşmek olabilir. Fakat bu hayaliniz muhtemelen gerçekleşmeyecektir. Çünkü başarılı bir insan olup hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız kısa vadeli hayaller kurmalısınız.

Kendinizi uzun vadeli hayaller kurarak motive edemezsiniz. Çünkü o hayaliniz size çok uzak geleceği için bir süre sonra onu gerçekleştirmek istemeyeceksiniz. Ama kısa vadeli hayaller kurarsanız muhtemelen bu sizi daha çok motive edecektir. Yani kendinize belirli bir zaman aralığında planınızı gerçekleştirme şartı koşmalısınız. Çünkü bu şart koşma durumu hem sizi zorlayacak hem de sizi motive edecektir.

3-Harekete Geçerler

Herkesin bildiği gibi artık bir sanal bağımlılık çağındayız. Alışverişlerimizi internetten yapıyoruz, arkadaşlarımızla internetten görüşüyoruz ve kafalarımızı bir türlü telefonlarımızdaki oyunlardan alamıyoruz. Yani hem hayatı kaçırıyoruz hem de en kıymetli olan şeyimizi boşa harcıyoruz. Yani zamanımızı. Aslında bütün bu anlattıklarım aynı zamanda hayatımızı hızlandıran ve kolaylaştıran şeyler. Fakat aynı zamanda da bunlar yüzünden bir çoğumuz harekete geçmiyor ve yerinde sayıyor.

Harekete geçmek aslında kültürel bir davranış türü diyebiliriz. Harekete geçmek için bilinç ve farkındalık düzeyinizin yüksek olması gerekiyor. Ayrıca kendinize de yatırım yapmış olmanız gerekiyor. Çünkü insanlar harekete geçmek için temelde bir hareket beklerler. Fakat siz kendinizden eminseniz ve farkındalığınız fazlaysa yerinizde oturmaktan rahatsız olup harekete geçersiniz. Unutmayın ki başarılı insanlar yatakları içerisinde hayal kuranlar değil harekete geçip çok çalışan insanlardır.

4- Her Gün Düzenli Bir Şekilde Spor/Egzersiz Yaparlar

Bir çoğumuz günlük hayatın koşturmacası içerisinde vücuduna bakmayı unutuyor. Belki çok hareket etmenizi gerektiren bir işiniz olabilir ancak bu yine de spor yaptığınız anlamına gelmez. Spor yapmak tamamıyla bilinçli olması gereken bir süreçtir. Her aldığınız nefesin, yaptığınız her hareketin farkında olmanızı gerektiren bir etkinliktir.

Başarılı olmak için beyninizin daha iyi çalışması gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak vücudunuz sağlıklı olmadıkça bu maalesef doğru değildir. Vücudunuzun sağlıklı olması içinde bilinçli derecede spor yapmanız gerekmektedir. Başarılı insanlar aldıkları doğru kararları zihinlerinin açık olmasına bağlarlar. Fakat zihinlerinin açık olmasını da vücutlarının sağlıklı olmasına bağlarlar. Bu durumda spor/egzersiz yapmak zihnimizi açacağı için size daha sağlıklı bir karar alma sürecinde yardımcı olacaktır. Bu aldığınız kararlar da doğru kararlar olunca sizde, ulaşmak istediğiniz başarıya bir adım daha yaklaşmış olacaksınız. Unutmayın sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

5-Mükemmel Olmaya Çalışmazlar

Herkes yaptığı işi en iyi biçimde yapmak isteyebilir. Bu çok güzel bir durumdur. Ancak burada mükemmel olma isteğini ayırmamız lazım. Çünkü bu durum bazen sizi harekete geçmekten alıkoyabilir.

Örnek olarak eğer anadiliniz Türkçe ise, İngilizce konuşmaya çalıştığınız zamanları hatırlayın. Çoğu insan iyi konuşamadığını düşündüğü için konuşmak istemez ya da gerçekten konuşamaz. Halbuki bir defa mükemmel olma şartını bırakıp konuşmayı denediğinizde kelimeler adeta dökülür dudaklarınızdan. İşte tam da bu yüzden başarılı insanlar yapacakları işte mükemmel olmak için çıkmazlar yola. Başlamak onlar için mükemmel olmaktan daha önemlidir. Çünkü onlar işin başında asla mükemmel olamayacaklarını bilirler. Ancak ilerledikçe biz onların mükemmelleştiklerini görürüz. Unutmayın bir işe başlamadan o işi başaramazsınız.

6-Başarılı İnsanlar Kendilerini Sürekli Geliştirirler

Diğer başlıklarda da bahsettiğimiz gibi şu anda teknoloji çağında yaşıyoruz. Artık insanların bir iki tıkla isteyip de ulaşamadığı bilgi neredeyse yok. Fakat bu bilgilerin ne kadarını biliyoruz ya da bunları ne kadar kullanabiliyoruz.

Başarılı diye nitelendirdiğimiz insanların diğer bir özellikleri de kendilerini sürekli geliştirmeleridir. Mutlaka dün yaptıkları şeyin daha iyisini bugün yapmaya çalışırlar. Fakat bu şey diye tabir ettiğimiz kavram sadece bir iş olmak zorunda değil. Bu şey kavramı; kişisel beceriler, özellikler vb. gibi konular da olabilir. Fakat bu tarz konuları kendi hayatımıza katmak o kadar da kolay değildir. Netice de değişim kolay bir şey değildir.

Kendinizi geliştirmek ya da yeni bir şeyler öğrenmek istediğinizde beyninizi zorlamalısınız. Öğrenirken rahatsız hissetmelisiniz, zorlanmalısınız. Ancak bu şekilde öğrenebilirsiniz. Burada kendini geliştirmek kavramı özellikle; ikinci bir dil öğrenmek, yeni bir kitap okumak, yaşadığınız yeri değiştirmek vb. gibi şeyler olabilir. Hatta belki de bir müzik aleti çalmak isteyebilirsiniz. Bütün bunları yaptığınız ilk zamanlar kendinizi rahatsız hissedersiniz. Fakat zaman geçtikçe içinde bulunduğunuz duruma daha çok alışırsınız.

Başarılı insanlar da kendilerini bunlar gibi zor bir duruma sokarlar. Hem de bunu çoğu zaman bilerek ve isteyerek yaparlar. İşte tamda bu yüzden biz bu insanlara başarılı deriz.

7- İletişim Becerileri Yüksektir

Hepimizi, insan olmaktan gelen ve bizi diğer canlılardan ayıran en önemli şey belki de iletişim becerilerimizdir. Çünkü insan, diğer insanların ne düşündüğünü hatta diğer hayvanların ne düşündüğünü düşünebilen tek canlıdır. Bu yüzden biz kedimiz ya da köpeklerimizle empati yaparken onlar bizimle yapamaz. Bu durumdan farklı olarak yine bir başkasını dinlerken aynı zamanda onun fikirlerine karşı fikir oluşturma işlemi de yine insana özgüdür.

Doğada birçok hayvan ses çıkarır ve kendi türleri ile iletişim kurmaya çalışır. Fakat aynı zamanda bunu yaparken vücutlarını da kullanırlar. Ama insan için böyle bir zorunluluk yoktur. Biz sadece gözlerimizle bile karşımızdakine çok anlaşılır mesajlar verebiliriz. Bu da bizim beynimizin diğer türlere göre daha çok geliştiğini gösteren bir durumdur.

İletişim dendiğinde sadece konuşmak ve beden hareketleri anlaşılmamalıdır. Çünkü karşımızdaki kişiyi anlamamız için öncelikle onu dinlemeliyiz. Başarılı insanlar iletişim becerileri yüksek insanlardır. Hatta çoğu tam bir dinleme ustasıdır. Sizi, fikirlerinizi belirtirken rahatsız etmeden ama size saygı duyduğunu da belli ederek dinlerler. Bu davranış da onlara dinlediklerini iyi öğrenmeyi ve onlardan analizler yapmayı sağlar. İşte bu yüzden iletişim becerilerini geliştirmek sizi başarıya yaklaştıran bir başka formüldür.

Bütün bu özelliklere bakıldığında başarılı insan olmanın formülü çok kolaymış gibi gözüküyor olabilir. Fakat, eğer bunları uygulamayı denerseniz ne kadar zorlanacağını hayal bile edemezsiniz. Bu yüzden başarılı insanlar çoğunluğa değil, azınlığa özgüdür. Çünkü bu özellikleri kazanmak gerçekten doğru adımlar atmaktan geçer. Unutmayın başarınızın önündeki tek engel sizsiniz. Siz yeter ki isteyin ve harekete geçin, işte o zaman gerçek başarıya ulaşacaksınız.